top of page

NORVEÇ

Fotoğraf ve Videolarla Norveç Gezisi

Cruise Gemisiyle Fiyordlar (Videolarla)

 

Norveç: Gelecekten Gelmiş Bir Ülke

 

Norveç çok temiz, çok medeni, gelişmiş ve insanları saygılı. Vikingliler döneminde de Avrupa’nın en temiz ülkelerinden biriymiş. Kadın-erkek eşitliğinde de öndeymiş. Gelecekten bugüne gelmiş bir ülke gibi. Özellikle fiyortları, adaları, doğası, coğrafyası görülmesi gereken bir ülke. Haziran-Temmuz döneminde karların erimesi ile birlikte dağlardan akan şelaleler muhteşem görüntüler sunuyor. Turistlerin çok yoğun gittiği bölgeler olmasına rağmen tertemiz olan şehirler birçok şeyin birbirine bağlı olduğunu kanıtlıyor. Köyleri, evleri, geyikleri, giyimleri, sanatseverlikleri, insanların nazikliği ile her şeyleri örnek alınması gereken bir ülke. Birçok şehirde doğa yürüyüşü de yaptık, sokaklarını da dolaştık, etkileyiciydi. Bir başka görülmesi gereken deneyim de kuzey kutbuna yakın birçok ülke ve şehirde yaşanan güneşin batmaması, yani günün 24 saatinin aydınlık olması. Bütün bunların yanında inanılmaz pahalı ve aynı zamanda iklim olarak da çok soğuk bir ülke.

Biz cruise firmalarından birinin global sitesinden gemi turu alarak gezimizi planladık. Türkiye’de satılan gemi turlarına göre biraz fiyat avantajı oluyor. Zaten bizim gemide de olduğu gibi çoğu büyük cruise gemilerinde Türk grupları oluyor. Onlara istediğiniz gibi katılabiliyorsunuz. Çoğu zaman biz gemideki Türk grubuna katıldık ve bizim odamıza da günlük bilgilendirici kartları Türkçe olarak bıraktılar.

Gemi Turu’nun avantajlı ve tersi yanları var. En önemli tarafı tam pansiyon oluyor ve genellikle çok modern çok gelişkin gemiler oluyor. İstediğiniz birçok şeyi bulabiliyorsunuz, açık havaya çıkabiliyorsunuz. Zaten odanız balkonluysa, herhangi bir sorun yaşamıyorsunuz. Ama otel odaları gibi geniş odalar değil. “Akşam çıkayım, şehri dolaşayım.” olmuyor maalesef.

IMG_4472.JPG

Norveç'te otel fiyatları ve yiyecek giderleri çok yüksek olduğundan gemi turları bütçe açısından avantajlı oluyor. Örneğin bir ekmek arası geyik eti yemiştim ve 50 Euro para vermiştim. Ama bu durum Norveçliler için sorun değil. Rastladığımız bir öğretmen 5.000 Euro maaş aldığını söylemişti. Hatta göçmen olarak Norveç'te bulunan ve kaçak olarak Türk restoranında çalışan, sohbet ettiğimiz bir kişi 2.000 Euro maaş aldığını söylemişti. Türkiye ‘den göçen insanlar, özellikle Konyalılar restoran işini yapıyorlar daha çok. Buralarda çalışanlarsa genellikle Suriye’den ve Türkiye ‘den gitmiş olan kaçak göçmenlerdi.

Bir yerde de ilkokul öğrencileri grubuna rastladık. Çocukları trafik kıyafetleri gibi giydirilmiş şekilde tek sıra halinde dolaştırıyorlardı. Öğretmenleri Türkiye’den Norveç'e yerleşmiş biriydi. Biz Türkçe konuşurken fark etmiş Türkiyeli olduğumuzu. Biraz sohbet ettik. Gruptakilerin ilk sorusu “Kaç lira maaş alıyorsun?” oldu. Norveç'te eğitim, üniversite dahil tamamen ücretsizmiş. Zaten Norveç dünyanın en çok kitap okunulan ve ne ilgisi vardır bilemem ama kahve tüketilen ülkesiymiş.

Ülkede 400.000’den fazla göl ve 1000’den fazla da fiyort var. Bu nedenle coğrafi güzellikleri müthiş. Dünyanın en kuzeydeki yerleşim yerine sahip ülke aynı zamanda. Muhakkak oraya da gitmenizi öneririz.

Dini olarak incelendiğinde ilginç geçmişleri ve bugünleri var. Vikingliler döneminde Paganizme yakın farklı sentez bir dinleri varmış. Norveçliler Hıristiyan olduklarında ise ilk başta Katolik iken Protestanlık çıktıktan sonra Protestan olmuşlar. Norveç aslında şu anda bakıldığında dünyada en çok ateistin olduğu yer aynı zamanda.

Norveç Kültüründe 'Trol'

Trol; Norveç’te birçok yerde satılan bu çirkin görünümlü maskotlara “Trol” deniliyor. İskandinav kültüründe Troll ya devdir ya da cücedir. Norveç dağlarında, ormanlardaki mağaralarda, kütük evlerde yaşayan efsanevi masal, kahramanı, çirkin suratlı, sıra dışı bir yaratıktır. Bu tuhaf efsanevi yaratıklar hantal, kaba canavarlar soyundan yaratıklar olarak adlandırılırlar. Edda masallarında 11. yüzyıldan beri dev büyücü cadı canavarların adları troll olarak geçer. Genellikle iri ve güçlü, kısır ve tehlikeli olarak tarifi yapılır. Büyük burunları ve iri gözleri, çirkin çoklu kafaları veya tek gözlü olabilir.

Gezdiğimiz Şehirlerden Notlar

Bergen; önemli ve görülmesi gereken kentlerinden birisi. Oslo, Norveç’in sonradan olma başkenti. Öncesinde kültür ve liman kenti olma özelliğini hep Bergen taşıyor. Trondheim, başkent olduğunda bile burası liman ve kültür şehri olarak bulunuyormuş. Avrupa’ya ticaret ve para için açılan ilk kapı niteliğinde. Genellikle turlar buradan başlıyor. Çok fazla kültür sanat ve müzik festivalleri olan bir yermiş. Oslo, daha yukarılarda yer aldığı için Bergen, bu anlamda kültür ve liman kenti olarak daha çok tercih edilen bir yermiş. Bergen, 11. yüzyılda Kral Olav Kyrre tarafından kurulmuş.

Haziran ayının ilk haftasında Hansa Festivali düzenleniyor. Hansa, Almanya kültürü ile İskandinav kültürünün bir birleşme haliymiş. Özellikle besteci Edvard Grieg gururları. Her yerde onun adına heykel, müze ve sanat yerleri var. Onun adına konserler veriliyor. Bergen Filarmoni orkestrası tarihin en eski orkestrasıymış ve biz gittiğimizde 250. yılı kutlanmıştı.

Balina eti ve balina yağı bu kentte meşhur. İstenirse yenilebilir veya satın alınabilir. Bu arada ülkenin en yağışlı kentlerinden bir tanesiymiş Bergen.

Bu sırada dileyen fünikiler hattına binerek şehri tepeden görmek için 320 metre yüksekliğindeki Floyen tepesine çıkıp şehrin manzarasını seyredebilir. Floyen Tepesi, bizim yürüyerek çıktığımız bir yerdi. Yürürken yokuşlu ve uzak olması nedeniyle zorlansakta, çıkarken çok farklı güzellikte manzaralar nedeniyle “İyi ki çıkmışız.” demiştim.

Kıyıdaki tarihi ve renkli Hanseatik mimarili özellikle kırmızı yoğunluktaki renkli evler UNESCO‘nun koruması altına alınmış. Viking kralının konağı da Bergin’de.  Oldtown sokaklarında dolaşmak şehri daha iyi solumanıza olanak sağlıyor. Ama eski şehir denildiğine bakmayın, çok eski değil. En fazla 18. yüzyıldan kalma sokaklar ve çok çok şirin evleri var. Torgaimeningen Meydanındaki balık pazarında oturduk ve somon yedik. Denemenizi isteriz. Ülkenin önemli insanlarının heykellerini de burada görebilirsiniz.

Trömsö; bir öğrenci kenti sayılır. O nedenle yavaş yavaş birçok kentten daha fazla nüfusa sahip olmaya başlıyormuş. Çok fazla inşaat var o nedenle. Norveç’in en çok araştırma ve bilimsel kurumlarının olduğu yermiş aynı zamanda. Özellikle yengeç, ıstakoz, kurutulmuş balık ve balık yemi ürünlerinin satıldığı yermiş. Toplanma merkezi bir nevi; hepsi buraya geliyor ve buradan Avrupa’ya ve dünyanın birçok yerine ihraç ediliyormuş. Diğer Norveç şehirlerinin birçoğu gibi liman kenti de. Gemi yapımı yapılan bir yer aynı zamanda. Özellikle buz kıran gemileri gibi bu bölgeye gerekli olan gemilerin bir kısmı burada yapılıyormuş. Kış turizmi de burada çok yaygın durumda. Dünyada kuzey ışıklarının en iyi görüldüğü şehirlerden bir tanesiymiş ve sadece kuzey ışıklarını görmek amacıyla bile çok sayıda turist ağırlıyormuş. Kutup ayılarını görmek ve kar kızakları için yine kış turizmi yapılıyormuş. Norveç de en çok göç alan şehirlerden bir tanesiymiş Trömsö. Çok büyük bir hastanesi var ve kuzey Norveç’in en donanımlı hastanesi buradaymış. 4500 kişi çalışıyormuş. 400 metre yüksekliğinde bir tepesi var ve oraya teleferikle de çıkılabiliyor. Bölgeye özgü meşhur Arktik Katedralini de gezebilirsiniz. Yine Trömsö ’de görülmesi gereken bir yeri de, Kutup Müzesi (Polar Museum). Burada kutupların keşifler, yaşam ve kutup kuşaklarına özgü materyallerini inceleyebilirsiniz. Burada özellikle Güney Kutbunun 1912 yılındaki kâşifi ünlü Amudser ve kullandığı malzemeleri yakından görüyorsunuz. bu en büyük kuzey şehrini birde teleferikle tepeye çıkıp yukarıdan da görebilirsiniz.

Trömsö ’nün çok yakınlarında bir vadi var. Buraya Sami Vadisi deniliyor. Çünkü orada yoğunlukla Sami nüfusu yaşıyormuş. Moğolistan tarafından göç edip gelen Samilermiş.

Nordkapp; diğer Norveç şehirleri gibi şirin bir kent. 71 derece 10 dakika 21 saniye kuzey paraleli bulunan Nordkapp’a giderken yol boyunca buzul göllerinin yanı sıra geyik sürülerini gözlemliyoruz. Aynı zamanda Sami ırkının çadırlarını ve yaşamlarını yakından görebilirsiniz. Nordkapp yakınlarında durup yer çekiminin şiddetini uzağa taş atarak deneyebilirsiniz. Kuzey kutbuna yakın bir noktada olduğunuz için taşı çok uzağa atamıyorsunuz. Ayrıca Nordkapp’da anıtsal yapıyı ve müzeyi gezmenizi öneririz. Honigsvag limanına dönüşte buz bara gidip sıra dışı bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Trondheim; biz oradayken yaklaşık 170.000 nüfusu olan “Viking Krallığının Şehri” olarak anılan büyük bir şehir. 997’de Viking Kralı tarafından kurulmuş daha sonra da krallık taç giyme törenleri burada yapılmış ve hala burada yapılıyor. 200 yıldan fazla Norveç başkenti olmuş. Her yıl temmuz sonunda Viking Festivali düzenleniyormuş. Balıkçılıkla ilgili ihracat ve liman kenti aynı zamanda. İskandinavya’nın en büyük katedraline sahip. 13. yüzyılda Hıristiyanlığı kabul etmişler ve burası dini merkezlerinden biri haline gelmiş. Anlatılana göre, 1030 yılında kral öldüğünde Nidelva Nehri kenarına tabutunu koyuyorlar. Bir yıl sonra tabutu açtıklarında saçlarının uzadığını görüyorlar ve o nedenle bu Nidelva Nehri kutsal bir nehir haline geliyor. Sonra burası başkent oluyor. 16. yüzyıl ortalarına kadar burası Hristiyanların haç merkezlerinden biri haline geliyor. Trondheim’da bulunan Nidaros Katedralinin bir özelliği ise katedralde Norveç Viking Kralının da figürleri var.

Norveç’te iki mimari yapı varmış. Bir tanesi Bergen yapı tarzı, diğeri ise Trondheim yapı tarzı. Nidelva Nehri kıyısındaki ahşap ve rengarenk evleri ve ünlü tarihi köprüyü mutlaka görün. Dünyanın en ilginç bisiklet yolu da burada. Daha doğrusu bisiklet asansörü. Yokuşu bisikletle çıkmanızı sağlayan mekanizma.

Rivayete göre Kristof Kolomb‘dan önce Trondheim’ dan çıkan bir gemi mürettebatı tarafından Grönland‘dan ötede bir yer bulunuyor ve aslında buranın Amerika olduğu iddia ediliyor.

Molde; önemli liman kentlerinden biri ve “Güllerin Şehri" anlamına geliyormuş. 1971 yılında açılan estetik bir çeşmesi var. 17. yüzyıldan kalma katedralin kulesi bir önceki yüzyılda yapılmış. Kilisenin kulesi yaklaşık 50 metre yüksekliğinde. Şehrin yönetim binası bir başka görülecek yöresel mimari arasında yer alıyor. Şehri yüksekçe bir yere çıkıp panoramik olarak görmenizi de öneririm.

Lofoten Adaları; Bu adalar da etkileyici bir güzellikte coğrafya ve doğaya sahip. Svolvaer veya başka bir kasabaya uğradığınızda “Buraya mı yerleşsek acaba?” fikirleri geçiyor hayalinizden. Etrafta bir sürü boynuzlu beyaz geyiklerle karşılaştık ve bahçeli şirin evlerle tabi ki.

Nusfyord; meşhur bir balıkçı kasabası. Burada kurutulmak için ahşaplara asılmış binlerce balığı bir arada görebilirsiniz.

Geiranger; Dünya'nın en güzel fiyordu bize göre. Norveç’in de en güzel coğrafyası diyebiliriz. Nefis bir manzara eşliğinde dağlara doğru yürüyüş yapınız mutlaka. Ardından gümüş renkli dere ve hemen onun yukarısındaki şelale boyunca yukarı çıktık bizde. Tepede biraz soluklanıp fiyordun muhteşem manzarasını kahvelerimizi yudumlayarak içmek unutulmaz hatıralar bıraktı bizde.

bottom of page